Ana içeriğe atla

Doğumunun 150. Yılında Marie Curie ve EANM Ödülleri

Prof. Dr. Mustafa Ünlü
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp A.D. Öğretim Üyesi

7 Kasım 1867 de Polonya ‘da dünyaya gelen, radyoaktivitenin kraliçesi olarak anılan Maria S. Sklodowska, Nobel ödülünü iki kez alan 6 kişi ya da kuruluştan biri ve iki alanda birden ödülü kazanan tek araştırmacı olarak tarihe geçmiştir.

Radyoaktivite ile ilgili çalışmalara eşi Pierre Curie ile birlikte 19. Yüzyılın son yıllarında başlayan Marie Curie, radyoaktif izotopları izole edebilmeyi başarmış, Polonyum ve Radyum izotoplarını keşfetmiştir. Bu başarılı çalışmalarıyla 1903 te Pierre Curie ve Henri Becquerel ile birlikte Nobel Fizik ve 1911 de Nobel Kimya ödüllerini kazanmıştır.

Marie Curie, yirmici yüzyıl başında Paris Üniversitesi’ne profesör olarak kabul edilen ilk kadındır ve kadınların bilim dünyasında yer almasının en etkili savucularından biri olmuştur.

1914 te Paris’te kurulan Radyum Enstitüsü’nün müdürlüğünü yapmıştır. Birinci dünya savaşı sırasında taşınabilir röntgen cihazlarını geliştirerek cephede kullanılmasını sağlamıştır. 1934 yılında kan kanserinden öldüğünde hastalığı aşırı dozda maruz kaldığı radyasyonla ilişkilendirilmiştir. O yıllarda ‘bilim için ölen kadın‘ olarak anılan Marie Curie, hayata bakış açısını ‘hiçbir şeyden korkmayın, yalnız her şeyi anlamaya çalışın‘ cümlesiyle net olarak ortaya koymuştur.

Avrupa Nükleer Tıp Derneği (European Association of Nuclear Medicine, EANM) kuruluşunun ikinci yılında, bir anlamda bu bilim dalının doğmasına neden olan Marie Curie adına her yıl düzenlenen kongrede sunulan en iyi bildiriye ödül verilmesine karar vermiştir. Son yıllarda sayısı üç bine yaklaşan özet arasında en yüksek puanları alan yirmi çalışmadan tam metin istenmekte ve kongre bilimsel kurulunda yer alan üç kişi tarafından değerlendirilerek ödül verilmektedir.

Marie Curie ödülü, ilk kez 1990 Amsterdam’da yapılan EANM kongresinde şimdilerde çok basit görünen ama o yıllarda gelişen bilgisayar teknolojisinin tıbbi görüntülemeye katkısının habercisi olabilecek bir çalışmaya verilmiştir (Ventilation and perfusion in a single image).

Günümüze dek ödül yedi kez Almanya, altışar kez Hollanda ve İsveç te yapılan çalışmalara verilmiştir. İtalya’dan üç, İsviçre’den iki olmak üzere diğer ödüller çeşitli Avrupa ülkeleri arasında paylaşılmıştır. Türkiye’den ise yalnızca üç çalışma çeşitli yıllarda ilk yirmi arasında yer alabilmiştir. Ödülü en çok kazanan kurum Stockholm Karolinska Üniversitesidir (üç kez).

Ödülü kazanan 27 çalışmanın konuları incelendiğinde, beyin işlevlerine yönelik reseptör görüntüleme (10 çalışma), onkolojide moleküler görüntüleme ve tedavi (14 çalışma) araştırmalarının ağırlıklı olarak yer aldığı görülmektedir. 2005 yılında İstanbul’da düzenlenen kongrede ödül Stockholm, Bethesada ve Groningen gruplarının ortak çalışmasına verilmiştir. O yıllardan beri ödül alan çalışmaların çoğunun multidisipliner, çok merkezli, çok uluslu karakterde oluşu dikkat çekicidir. 2016’da ödüle adını veren Marie Curie’nin anavatanı Polonya’da üniversite endüstri işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘ Secondary glioblastoma multiforme; local alpha emmiters targeted therapy with 213Bi DOTA- substance P ’ en başarılı çalışma seçilmiştir. Bu yıl ise ödül Almanya’dan iki üniversitenin ortak çalışması olan ‘ PSMA targeting alpha radiation therapy with 225Actinium PSMA-617, dosimetry, toxicity and duration of tumor control’ isimli araştırmaya verilmiştir.

Son yıllarda ağırlıklı olarak teranostik nükleer onkoloji alanındaki çalışmalara ödül verilmektedir. EANM’nin ana sloganının ‘Biomedical Imaging and Therapy for Personalized Healthcare ‘ olarak değiştirilmesi de bu stratejinin gelecekte sürdürüleceği izlenimini vermektedir.

EANM Marie Curie ödüllerinin kısa tarihçesi, klinik öncesi dalları da bünyesine alan multidipliner, çok merkezli çalışmaların önemini ortaya koymakta olup önümüzdeki yıllarda teranostik tanı ve tedavi yöntemlerinin daha çok önem kazanacağına ilişkin ipuçları vermektedir.

Makale Etiketleri